30 Ağustos 2013 Cuma

Büyütme kutusu

Geçen hafta sonu kontrollü büyütme ortamımı kendim yaptım, sanırım oldu. Ne yaptım kısaca yazayım. Lakin bir 'making of' videosu yok, sonucun fotoğraflarıyla idare edin:

Şöyle oldu:
  • Ulus'dan gidip üç tane 18 wattlık Osram Fluora aldım. Daha büyük lambalar daha verimli ancak uzunlar; 18 wattlık lambalar bile 60cm? kadar. Elektrikçi alışverişine bir elektronik balast, çeşitli bağlantı parçaları ve bir de zaman saati eklendi (105 TL) Bu lambaların arkasına sobacılardan bir alüminyum reflektör aldım. (8 TL)
  • Bir yapı marketten aldığım sandığın (70 TL) içine aldığım reflektör filmi (iki metresi 16 TL) döşedim.
  • Lambalar çalışınca kutunun iç sıcaklığı 34 dereceyi vurdu, bu nedenle eski bir işlemci fanını (0 TL)  kutunun üstüne ve içeri üfleyecek şekilde monte ettim. Fan kutunun alt tarafında olsa daha iyi olabilirdi. Estetiği koruma ve hata yapma durumunda kutuyu sağlam bırakma kaygıları baskın çıktı, fan üstte kaldı. Kutu iç sıcaklığı 'gündüz' 30, 'gece' ise 25 derece oluyor.
Kutunun içinde hayat daha mutlu mudur göreceğiz. Bu süre zarfında postacı bana bir miktar elektronik malzeme getirirse termometreye bakmak için kutuyu açmama gerek olmamasını sağlayacak düzenlemeler yapacağım.
Yan tarafta: Çimlenen tohumlar. Kutudan sonra mı oldu yoksa önce mi oldu bilemiyorum ama şu an var böyle yeşeren bir aktivite. Bazı kutularda şeffaf -ya da yeşil olmayan- kabartılar varken bazılarında yandaki gibi yeşil kabartılar mevcut.

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Sanırım tohumları yaktım...

Üçüncü ayın sonunda hala bir tık olmamasından kaynaklı kendi kendime "ne eksik" diye sormaya başlamıştım ki okuduklarımla aradaki farkın kontrollü aydınlatma olduğunu gördüm. Tohumları ekme hazırlama prosedürüm çok düzgün olmasa da içerik ve sterillik yönünden oldukça iyiler sanırım. Ancak ekilen tohumların beklediği yer biraz değişken; sabah güneşi, öğle gölgesi ve gece serinliği ile okuduğum akademik başarı hikayelerinde geçen 26 derece sabit sıcaklık ve 150 μmol/m²s foton akısı arasında bir miktar fark var.
İlk ektiğim iki konserve kavanozu haricinde ilk ve ikinci ekimim Haziran-Temmuz ayının öğleden sonra güneşi nedeniyle tamamen çöpe gitmiş durumda. Bu durumu çok geç farkettim, zararın neresinden dönsek hesabı herşeyi salona aldım ama etraf biraz dağınık oldu. Hem salondaki pencere önünü toparlamak, hem de ekilen tohumları daha kontrollü bir ortam yapmak için yapay ışıklı bir kutu yapmaya karar verdim. Bu dediğim şeyin amatör düzeyde hazır alınabilirliği yok ancak -nedense- oldukça hazır malzemelerin hazır alınabilirliği var.

Bu iş için okuyup öğrendiklerimi özetleyeyim öncelikle:
  • Gece evi aydınlatmak için kullandığımızdan daha şiddetli bir ışık gerekiyor. Bu nedenle, ev ortamında bu sistemin kapalı olması gerekiyor. Bu nedenle -veya bir gizlilik kaygısıyla ;) - büyütme kabinleri yapılmış. En ucuzu 250 liradan bulunabiliyor. Bu ürünleri satan sitelerin ürünleri çok ucuz değil, ar-ge ya da kar marjı domatesin salatalığın çok üstünde ürünler haricinde alışveriş edilesi değiller.
  • Metal halit(*) lambalar, muntazam dağılımlı ışık spektrumlarıyla bu iş için ideal, ancak küçük boylarını (35-70W) bulmak biraz zor. Satılan ampullerin birçoğunu da kapalı armatürlerle kullanmak gerekiyor çünkü ampullerin -doğrudan anlamıyla- patlama riski var.
  • Floresan lambalar daha düşük yüzey sıcaklığına sahip olsalar da metal halit lambalara göre elektrik enerjisinin biraz daha büyük bir kesrini ısı enerjisine çeviriyorlar, dolayısiyle kapalı sistemlerde daha çok ısı demek. Büyütme amaçlı floresanların ışık verimi normal floresanlara göre çok daha düşük. Normal floresanlar ise çok miktarda yeşil, az miktarda kırmızı ve mavi veriyor.
  • Ne kadar pompalansa pompalansın LED balonu hala diğer alternatiflerden daha sönük. Evet, en gerekli dalga boylarını ürettirip diğerlerini elemek mümkün ancak kabul edilebilir bir ışık şiddetini elde edebilmek için bir servet harcamak gerekiyor. Üstte de belirttiğim üzere ar-ge veya kar marjı çok yüksek ürünler dışında mantıklı değil.
Uygulamasını -resmini de ekledikten sonra- yayınlayacağım.
(*) İngilizcesinden hareketle satıcıları "metal hâlide" gibi telaffuz ediyor.

4 Ağustos 2013 Pazar

Tünelin ucundaki ışık (mı)?

Haziran başında günlerin uzamasının kötü etkisi, benim kavanozların bir kısmının öğleden sonra güneşinde kalması oldu. Diğer taraftan, ilk ektiğim tohumlar hafiften şişti, agarın üzerinde küçük kabartılar oldu. Ölçeği vereyim, görünen kavanoz 200ml'lik basık kavanozlardan. Galiba birşeyler olacak, ama birkaç ay sonra :P.
İki aydan sonra sabırsızlanarak güneşte kalmış L. pumila kabını açtım ve baktım. Aşağıdaki resimdeki gibi; bir miktar yeşil yeşil embriyolu tohum var, ama bir harekette bulunmamışlar. Ortamı beğenmediler ya da sıcaktan öldüler, bilemedim. Tabi bu açıp bakma anından sonra "tamam kapatalım geri, devam edelim" gibi bir imkan yok, bir tür Heisenberg prensibi var bu işte.


Petri kaplarının hepsini attım. Parafilm bir süre sonra kapatamıyor.Kapağı düzgün kapanan polipropilen ya da cam kavanoz gibisi yok.